Ermeni meselesi ve hukuki boyutları
BURSA- Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, Kültür Turizm Şube Müdürlüğü tarafından İbrahim Paşa Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşi programıyla Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran olaylar, konunun uzmanları tarafından objektif bir görüş açısıyla gündeme taşınıyor. Tarihçi & Yazar Fahrettin Öztürk’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Tarihte Yolculuk” söyleşi programında bu kez yakın tarihin en tartışmaları hadiselerinden “Ermeni Meselesi ve Hukuki Boyutları” ele alındı. Tarih meraklılarının ilgiyle takip ettiği programda İstanbul 29 Mayıs, Beykent ve Milli Savunma Üniversiteleri Öğretim Üyesi Tarihçi Yrd. Doç. Dr. E.Albay Zekeriya Türkmen Ermeni meselesinin tarihsel sürecine ilişkin bilgi verdi. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Doğan da Ermeni meselesinin hukuki boyutlarını anlattı. Moderatör Fahrettin Öztürk ise tarihte gerçekleşen tehcir ve soykırım olaylarına ilişkin katılımcıları bilgilendirdi. Endülüs Devleti’nin yıkılmasından sonra Müslümanların tehcirine dikkat çeken Öztürk, “İber Yarımadası’nda 800 yıl süren İslam Medeniyeti’nin hükmünün sona ermesiyle birlikte İspanyollar, bu topraklarda yaşayan Müslüman ve Yahudileri Hıristiyanlaştırmaya çalıştı.
Endülüs Devleti’nin yıkılışıyla birlikte terör ve tehdit politikalarıyla Müslüman ve Yahudi halk üzerinde etnik bir temizliğe girişildi”dedi. Balkan Savaşları’nda Rusların, Srebrenista katliamında Sırpların, Doğu Türkistan ve Uygur’da Çin’in, Suriye’de rejimin Müslümanlar üzerindeki baskı ve zulmüne dikkat çeken Öztürk “Bütün bu olaylar dünya ülkeleri nezdinde gündeme gelmezken 1915 olaylarının gündemde tutulması, manidardır. Ermenilerin önemli bir kısmının Osmanlıya karşı Ruslarla birlikte hareket etmesi, Urfa, Adana ve Antep’te Fransızların yanında Türklere karşı savaşmaları bizim açımızdan zorunlu göçü mecbur kılmıştır. İngiliz General Allenby, komutası altında 8 bin Ermeni’nin bulunduğundan söz eder” ifadelerini kullandı.
“Ermenilere Osmanlı da ‘millet-i sadıka’ olarak görülürdü.”
Türk devlet geleneğinde karşılıklı anlayış ve hoşgörünün egemen olduğunu ifade eden Doç.Dr. Zekeriya Türkmen ise Türkler ve Ermeniler arasındaki ilişkinin İskit Türkleri ile başladığına dikkat çekti. Türkmen, “İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, Ermeni Ruhanî lideri Hovakim’e, bir fermanla Kumkapı’da Ermeni Patrikhanesi kurması konusunda izin verdi. Osmanlı Devleti'nde kendi cemaat yapıları içerisinde huzur içinde yaşayan Ermenilere "millet-i sadıka" olarak, bakılırdı” dedi. Osmanlı Devleti'nde Ermenilerden oluşan 29 paşa, 22 bakan, 33 milletvekili, 7 büyükelçi ve bunların yanında sayısı tespit edilemeyecek kadar çok devlet memurunun görev yaptığını belirten Türkmen, Ermenilerin, Şark Meselesi'ni kendi çıkarlarına göre çözümlemek isteyen Avrupa ve sömürgeci devletler tarafından kullanıldığına dikkat çekti.
Tanzimat Fermanı’ndan sonra artan misyoner mekteplerinin Ermeni toplumu başta olmak üzere bütün gayr-ı Müslimleri Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmaya başladığını belirten Türkmen, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasından sonra Ermeni ihtilal örgütlerinin özellikle Doğu Anadolu'da cephe gerisindeki ahaliye ve Türk ordusuna karşı giriştikleri saldırıları ve isyan girişimlerini anlattı. Artan isyanların ve Doğu’daki Ermeni zulmünün artması ile hükümetin 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni terör hareketine bulaşanların tutuklanması yönünde karar aldığını ifade eden Türkmen, bu tarihin de Ermenilerce soykırım günü olarak kabul edildiğini hatırlattı. 1914 yılında Osmanlı topraklarında 1 milyon 230 bin civarında Ermeni’nin yaşadığına dikkat çeken Türkmen, 1915 yılında çıkarılan "Sevk ve İskân Kanunu" gereği 480 bin Ermeni’nin göç ettirildiğini 10 binin üzerinde Ermeni’nin ise göç sırasında hastalık ve iklim koşulları nedeniyle öldüğünü belirtti.
Türkmen, “Ermeni Hınçak Komitesi liderlerinden Hamparsum Boyacıyan’ın ‘...Hata ettik... Ruslara inandık. Türklerle bin yıldır süren barışı bozduk.’ sözlerinin itiraf kabul edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“1915’te yaşananlar bugünkü hukuk kurallarına göre yorumlanamaz…”
Prof. Dr. İlyas Doğan ise soykırımı iddialarının hukuki boyutlarına ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. 1915 olaylarının soykırım değil aslında bir Ermeni yalanı olduğunu söyleyen Doğan, Olayların tarihi boyutu kadar hukuki boyutunun da önemli olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Doğan, “1915 olaylarında Osmanlı Devleti’nin aldığı kararların bugünkü hukuka göre yorumlanması, hukukun yorum kurallarına aykırıdır. Bir olay gerçekleştiği tarihte var olan hukuk kurallarına göre yorumlanıp nitelenir.” ifadelerini kullandı. Doğan, “1915 olayları bağlamında Rusya, Fransa gibi devletlerin 25 Mayıs 1915’te “Osmanlı Devleti bunun hesabını verecektir” diye bir bildirge yayınladıklarını biliyoruz. Ancak bu açıklama savaşmakta olan bir tarafın propagandası niteliğindeydi. Ayrıca İngiltere’nin Adana-Kilis bölgesinde tampon bir Ermeni devleti kurma fikri olduğunu da biliyoruz. Bu gerçekleri de göz ardı edemeyiz” diye konuştu.
Programın sonunda Öztürk, Prof. Dr. Doğan ve Doç Dr. Türkmen’e teşekkür etti ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş imzalı “Bir etkinlik, bir çınar” sertifikaları ile Araştırmacı Yazar Turhan Şahin’in “1299’dan bu yana 1299 İnegöllü” adlı eseri takdim etti.